GEÇİNEMİYORUZ! İnsanca yaşayabilecek asgari ücret ve asgari ücret belirlenmesinde işçiye söz hakkı

MESS’in hak hukuk tanımaz tutumu ve taleplerimizi görmezden gelme tavrı karşısında grev hakkımızı kullanmaktan çekinmeyeceğimizi bir kez daha duyuruyoruz.

İşçiler, Emekçiler, Kardeşler,

Bir taraftan toplu sözleşme mücadelemiz devam ederken diğer taraftan tüm ülkede milyonlarca işçiyi etkileyecek asgari ücret belirleme süreci de sürüyor.
Bugün yapılan son toplantı ile asgari ücret açıklanacak. Asgari ücret konusunda DİSK’in talebi net 3.200 TL’dir. Asgari ücret bu düzeyin altında kaldığı her durum geçinemeyen milyonlar anlamına gelecektir.
Asgari ücretin düzeyi toplu sözleşmelerimizi etkiliyor. Yürüttüğümüz mücadele aynı zamanda taban ücretin belirlenmesi mücadelesi, yani insanca yaşayabilecek bir asgari ücret mücadelesidir.
Asgari ücret gerçek bir toplu pazarlık süreciyle belirlenmelidir. Asgari ücret, emek kesiminin bütününü temsil eden demokratik katılımla grev hakkının da olduğu bir hukuk ve toplu pazarlık düzeni içinde belirlenmelidir. Asgari ücretin, insan onuruna yakışır bir düzeye getirilebilmesi ancak bu yolla olanaklıdır.

İşçiler, Emekçiler, Kardeşler,
Biz metal işçisiyiz. Kimimiz döküm fabrikalarında binlerce derece sıcakta, kimimiz otomotiv fabrikalarında, beyaz eşya fabrikalarında önümüzden koşarcasına akan bantlarda çalışıyoruz. Yaptığımız iş zor ve ağır. Bu nedenle, çalışırken bazı arkadaşlarımız yaralanıyor, bazı arkadaşlarımızı iş cinayetlerinde yitiriyoruz. Bazılarımız başta bel fıtığı olmak üzere meslek hastalığı ile boğuşuyor.
Bu ağır çalışma koşullarına rağmen, geçinmek için, ekmek parası için düşük ücretlerle çalışıyoruz. Aldığımız çıplak ücretler asgari ücretin ancak biraz üzerinde.

Sürekli Yoksullaşıyoruz
Bir ay aldığımız bir ürünü ertesi ay aynı fiyata alamıyoruz. Her gün bir ürün ve hizmete zam geliyor. Ücretlerimiz giderek eriyor. Paramız pul olmuş durumda. Bir değeri yok. Market market gezip ucuzu aramaktan, semt pazarlarının sonunu beklemekten, köyden kente yiyecek gelir diye yol gözlemekten bıktık.
Her gün daha fazla yoksullaşıyor ve geçinemiyoruz. Temel ihtiyaçlarını karşılamakta zorlandığımız çocuklarımızın yüzüne bakmakta zorlanıyor, utanıyoruz. Ancak, gerçekte utanması gerekenlerin bizi bu duruma düşürenler olduğunu da biliyoruz.
Resmi Enflasyona İnanan Kimse Kalmadı
İşverenler 6 aylık dönem için yüzde 6 zam öneriyor. Bu zam metal işçisi ile alay etmek demektir. Metal İşçileri açlık ve sefalet ücretlerini asla kabul etmeyeceklerdir.
Patronlar ve devlet bize gelince yıllık enflasyon yüzde 10 civarında diyor. Ancak sıra devletin kendi alacaklarını gelince “Yeniden değerleme oranı”nı yüzde 22,58 oranında artırıyor. Bazı vergiler ile harç ve cezalar yüzde 22 oranında artırıldı.
Madem yıllık enflasyon yüzde 10 civarında, devlet neden kendi alacaklarını yüzde 23 artırıyor. Aslında, TUİK tarafından açıklanan resmi enflasyona devlet de inanmıyor, onun için vergi ve harçlar resmi enflasyonun iki katı arttırılıyor.
Patronlar Kârlarına Kâr Katmaya Devam Ediyor
İşçiler, emekçiler yoksullaşırken, patronlar kâr etmeye devam ediyor. Borsada olan şirketlerin bilançolarına bakıyoruz ve kriz yılı dedikleri 2018 yılında zarar eden metal şirketi göremiyoruz.
Diyorlar ki, “kârımız azalıyor, siz de düşük ücret zammına razı olun”. Biz de diyoruz ki, karlarınıza kar kattığınızda hanginiz ek zam yaptın.
Metal İşçileri, Emekçi Kardeşlerimiz
Devam eden grup sözleşmesinde bugün arabulucu süreci sonuçlanıyor. Bundan sonra arabulucu raporunun gelmesiyle grev süreci başlayacak.
MESS Genel Sekreteri katıldığı bir televizyon programında grev kararı alınması durumunda Bakanlar Kurulu’nun grevi erteleyeceğini, ardından sözleşmenin Yüksek Hakem Kurulu’na gideceğini, buradan ise en fazla enflasyon oranında zam çıkacağı sözlerini büyük bir hayretle izledik. MESS, olası bir grevin erteleneceğine dair kesin yargısını hangi hükümet kaynaklarından alıyor, ya da hangi hükümet kaynaklarıyla bu kulisi yapıyor bilemiyoruz ama bunun açık bir hukuksuz tutum olduğunun altını çiziyoruz. Buna izin vermeyeceğiz.
MESS’in hak hukuk tanımaz tutumu ve taleplerimizi görmezden gelme tavrı karşısında grev hakkımızı kullanmaktan çekinmeyeceğimizi bir kez daha duyuruyoruz.
Geleceğimiz bizim elimizde.
Gün mücadele günü, gün dayanışma günü.
Gün birbirimize sahip çıkma günü.
Ancak birlikte olursak başarırız.