Genel Temsilciler Kurulumuz, 31 Mayıs 2024 tarihinde Kocaeli’nde toplanmış, gündemindeki konuları görüşerek aşağıdaki açıklamanın kamuoyu ile paylaşılmasına karar vermiştir:
Genel Temsilciler Kurulumuz, 15-16 Haziran’ın 54. yıldönümünü, o büyük işçi direnişini yaratanları ve mücadele geleneğimizi bu günlere taşıyanları selamlamaktadır.
Hayat pahalılığı ve yoksullaşmanın derinleştiği bir dönemde gerçekleşen 31 Mart Yerel Seçimleri’nde, AKP iktidarı önemli bir yara almıştır. Sermayenin çıkarları doğrultusunda ekonomi politikalarını sürdüren iktidar, ülkemizde emeğiyle geçinen tüm kesimler için hayatı katlanılamaz bir hale getirmiştir. İktidarın IMF destekli kemer sıkma politikaları zengini daha zengin, yoksulu daha yoksul yaparak gelir dağılımındaki adaletsizlikleri daha da derinleştirirken, 2024 Yerel Seçimleri’nin sonuçları nefesi kesilmeye çalışılan emekçilerin siyasi iktidara önemli bir yanıtı olmuştur.
Yerel seçimlerin hemen ardından İş Kanunu’nda yapılması planlanan düzenlemelerle esnek çalışmanın yaygınlaştırılması, iş güvencesinin ortadan kaldırılması ve kıdem tazminatının gasbına ilişkin yasa hazırlıkları gündeme gelmiştir.
Siyasi iktidarı ve patronları uyarıyoruz! Metal işçileri olarak, işçi sınıfının kazanılmış haklarının geriye götürülmesine neden olacak hiçbir düzenlemeye izin vermeyeceğiz! Çalışma saatlerinin düşürülmesi kisvesi altında yapılması planlanan her türlü esneklik düzenlemesine, gelir ve vergi adaletsizliğine, işçi düşmanı IMF programına karşı mücadeleyi yükselteceğimizi ilan ediyoruz.
2024 1 Mayıs’ında AKP iktidarı; Anayasa’yı, yasaları ve mahkeme kararlarını bir kez daha ayaklar altına almıştır. İktidarın Taksim’i işçi sınıfına kapatma ısrarı, günbegün derinleşen yoksulluğu, yaşanan vergi ve gelir adaletsizliğini, artan güvencesizliği görünmez kılarak tüm emekçilere gözdağı verme çabasıdır. Anayasal hakkımızı kullanarak 1 Mayıs kutlamamızı engelleyenler hesap vermeli ve 1 Mayıs’tan sonra tutuklanan herkes derhal serbest bırakılmalıdır. Kurulumuzun bu zorbalığın er yada geç yenileceğine inancı tamdır. Ancak, başta 2025 1 Mayıs’ında olmak üzere bu yıl yaşanan yetersizliklerin ve aksaklıkların giderilmesinin de metal işçilerinin boynunun borcu olduğunu ilan ediyoruz.
Metal işçileri sendikamızda örgütlenmeye devam ediyor. İşten çıkarmalar ve yetki mahkemeleri başta olmak üzere, sendikalaşma hakkımızın önüne çıkarılan çok sayıda engel varlığını sürdürürken, bu engelleri aşarak sendikamızda örgütlenen işçi kardeşlerimizi tebrik ediyoruz. Bir önceki Genel Temsilciler Kurulumuzdan bu yana onlarca temsilci arkadaşımız aramıza katıldı. Aramıza yeni katılan arkadaşlarımıza başarılar diliyor, kurulumuzun ve sendikamızın hızla büyüdüğüne tanıklık etmenin gururunu yaşıyoruz.
Ülkemizde grev hakkı fiilen ortadan kaldırılmış durumdadır. Buna karşın sendikamız toplu sözleşme ve sendika hakkımız için grev hakkına dört elle sahip çıkmaktadır. Sendikamızda örgütlenmek için iki yıldır mücadele eden Gebze Mersen işçilerinin yürüttükleri grev bugün 46’ıncı günündedir. Aynı şekilde İzmir’de Purmo işçilerinin grevi 27 gündür devam etmektedir. Genel Temsilciler Kurulumuz, patronların sendika karşıtı tutumunu kınamakta ve grevci işçi kardeşlerimizi selamlamakta, onların haklı taleplerinin karşılanması için var gücüyle mücadeleyi sürdüreceğini ifade etmektedir.
Bu yılın başında sendikamız, 2023-2025 MESS Grup Toplu İş Sözleşmesi sürecinde, aylarca yürütülen zorlu ve kararlı bir mücadelenin sonucunda büyük kazanımlar elde etmiştir. Enerji sektöründeki fabrikalarımızı kapsayan 2024-2026 MESS Grup Sözleşmesi sürecine işte bu mücadele deneyimimizle giriyoruz. Genel Temsilciler Kurulumuz, yeni dönem MESS grup sözleşmesi hazırlıklarının eksiksiz sürdürüleceğini ifade ederek, yürütülecek mücadele için kararlılığının altını çizmektedir.
Çalışma yaşamında kuralsızlık her geçen gün artmaktadır. Son bir yılda yaşları 14 ile 17 arasında değişen MESEM öğrencisi 9 çocuk, “staj” adı altında çalıştırıldıkları fabrikalarda iş cinayetleri sonucu yaşamlarını yitirdi. İşyerlerini çocuklara mezar yapan MESEM projesinden derhal vazgeçilmelidir. Kurulumuz, MESEM uygulamasına ve çocuk işçiliğine karşı mücadele kararlılığını bir kez daha ortaya koymaktadır.
Kurulumuz, iş cinayetlerinde yaşamını yitiren işçi kardeşlerimizi saygıyla anmakta ve iş cinayetlerini işçilerin kaderi olarak gören anlayışla mücadele etmeksizin ülkemizde işçi ölümlerinin sonlanmayacağının altını çizmektedir.
Toplumsal cinsiyet eşitsizlikleri, hayatın her alanında olduğu gibi iş yaşamında da en temel sorunlardan biridir. Kadın işçiler, bu eşitsizliklerin sonucu olarak işyerlerinde şiddet ve taciz, ücret eşitsizliği, cinsiyet temelli iş ayrımcılığı gibi birçok ayrımcı uygulamayla yüz yüzedir. Ayrıca AKP hükümeti, İstanbul Sözleşmesi’nin ardından 9. Yargı Paketi ile de 6284 sayılı Kanunu etkisizleştirmeyi önüne hedef olarak koymuştur. Genel Temsilciler Kurulumuz, toplumsal cinsiyet eşitsizliklerine, şiddete, tacize ve hükümetin kadınların kazanılmış haklarına yönelik saldırılarına karşı mücadele iradesini beyan etmektedir.
Kurulumuz, bilimsel temelleri olmayan, alanında uzman eğitimciler ve sendikalar devre dışı bırakılarak hazırlanan, ortaya çıktıktan sonra tüm itirazların kulak ardı edildiği yeni eğitim müfredatının çocuklarımızın hayatını karartacağını, ülkemizi bilimsel ve laik eğitimden uzaklaştıracağını, cumhuriyetin tüm değerlerini yok etme amacı taşıdığını vurgulamaktadır. Temsilciler Kurulumuz, hazırlanan müfredatın geri çekilmesi ve ivedilikle bilimsel temelde ilgili sendikaların, eğitim emekçilerinin, bilim insanlarının görüşleri alınarak, çocuklarımızın nitelikli eğitim almasını sağlayacak bir müfredatın hazırlanması gerektiğini belirtmektedir.
Sokak hayvanlarına yönelik hazırlanan yasa tasarısına göre bir ay boyunca sahiplendirilmeyen sokak hayvanları 'uyutulma' adı altında öldürülecektir. Bu tasarının kabul edilmesi, masum hayvanların yaşam hakkının ihlal edilmesine neden olacaktır. Kurulumuz, barınak kapasitelerinin artırılması, sahiplendirme kampanyalarının yaygınlaştırılması ve hayvanların kısırlaştırılması gibi önlemlerle sokak hayvanlarının sayısı kontrol altına alınarak daha insancıl bir yaklaşım sergileneceğini ifade etmektedir.
Yürürlüğe konulan EYT yasası, yeni eşitsizlikleri ve mağduriyetleri ortaya çıkarmıştır. Kurulumuz, başta staj ve çıraklık mağdurları olmak üzere, yeni yasal düzenlemenin ortaya çıkardığı tüm mağduriyetlerin giderilmesi için gerekli düzenlemelerin yapılması gerektiğinin altını çizmektedir.
Sendikamız üyeleri arasında genç işçilerin oranı, özellikle EYT düzenlemesi sonrası gözle görülür bir şekilde artmıştır. Sendikamızın önünde duran en önemli sorumluluklardan biri de genç işçilerin sendikamız ile bağlarını hızlıca güçlendirmektir. Bunun için gerekli çalışmaları yapmayı, eğitim ve etkinlikleri planlamayı, genç işçilerin çalışma yaşamında karşı karşıya oldukları eşitsizliklere ve ayrımcılıklara karşı mücadele etmeyi sendikamız, öncelikli sorumluluğu olarak görmektedir. Bu doğrultuda, Genel Temsilciler Kurulumuz metal işçilerine kazandırılacak yeni bir eğitim ve sosyal tesisinin sendikamız ve üyelerimiz arasındaki bağların güçlendirilmesine önemli katkılarda bulunacağını ifade etmektedir.
İsrail, tüm dünyanın gözleri önünde sivilleri hedef alan saldırılarını sürdürüyor. Gazze'nin güney kenti Refah yakınlarındaki mülteci kampına işgalci İsrail'in hava saldırısı sonucu onlarca Filistili hayatını kaybetti. Mazlum Filistin halkına yönelik yapılan saldırılar bir an önce sonlandırılmalı, uluslararası mahkemelerin aldığı kararlarının uygulanması için gerekli yaptırımlar uygulanmalıdır. Kurulumuz, özgürlük, barış ve bağımsızlık talepleri gerçekleşinceye kadar Filistin halkıyla dayanışma içerisinde olduğunu ilan etmektedir.
Katil İsrail kaybedecek, direnen Filistin halkı kazanacak!
Yaşasın örgütlü mücadelemiz!
Yaşasın Birleşik Metal-İş!
Yaşasın DİSK!
GÜNCEL
Ankara Büyük İşçi Buluşması'nda bir kez daha "Gelirde, Vergide, Ülkede Adalet!" talebimizi yükselttik, haklarımızın gasbına yönelik girişimlere asla izin vermeyeceğimizi vurguladık.
Konfederasyonumuz DİSK’in “Artık Yeter! Geçinemiyoruz!” sloganıyla düzenlediği Büyük İşçi Buluşmalarının dördüncüsü, dün yurdun dört bir yanından gelen işçilerin katılımıyla Ankara’da gerçekleştirildi.
Ankara Anıtpark'ta yapılan mitinge, DİSK Genel Başkan Yardımcısı ve sendikamızın Genel Başkanı Özkan Atar, Genel Eğitim Sekreterimiz Özcan Atmaca, tüm şubelerimizden yöneticilerimiz, temsilcilerimiz ve aralarında Mersen grevcilerinin de olduğu yüzlerce üyemizle katıldık. Mareşal Fevzi Çakmak Caddesi’nde toplanarak miting alanına mücadele sloganlarımız eşliğinde coşkuyla yürüdük. “Gelirde, vergide, ülkede adalet”, “İnsanca yaşamak istiyoruz”, “Hak hukuk adalet işçilerle gelecek”, “İnadına sendika inadına DİSK”, “Yaşasın örgütlü mücadelemiz”, bu sloganlar arasındaydı.
DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, mitingde yaptığı konuşmada, “Yaşadığımız bu kara tablonun nedeni, ülkeyi 22 yıldır yöneten AKP’dir. Ülkede kriz var ama kriz bizim için var. TÜİK enflasyonuna inanan var mı? Çarşıda, pazarda enflasyonun düştüğünü gören var mı? ” dedi.
Ülkemizdeki enflasyonun nedeninin ücret artışları değil, şirketlerin aşırı kârları olduğunu vurgulayan Çerkezoğlu, “Biz vergimizi verirken milyonlarca lira kâr eden ama vergilerini sıfırladığınız şirketler, bankalardır enflasyonun nedeni! Biz vergide adalet istiyoruz! Az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi alınsın. Çekin elinizi maaşımızdan, soframızdan! Vergide adalet için hazırladığımız yasa teklifinin Meclis’te yasalaşmasını istiyoruz!” diye konuştu.
Orta Vadeli Program’da (OVP) yer alan, haklarımızı tehdit eden emek düşmanı hedeflere de değinen Çerkezoğlu, “OVP’de kullan-at işçiliği var. Tamamlayıcı emeklilik sistemi (TES) adı altında işçi sınıfının 90 yıllık kazanımına, yani kıdem tazminatına çökme planı var. Haklarımızın, kıdem tazminatı hakkımızın gasbedilmesine asla izin vermeyeceğiz! İnsanca yaşamak istiyoruz!” ifadelerini kullandı.
Metal işçileri olarak sınıf kardeşlerimizle omuz omuza taleplerimizi haykırdığımız, haklarımıza göz dikenleri bir kez daha uyardığımız miting, halaylarla sona erdi. Gelirde, vergide, ülkede adalet mücadelemiz büyüyerek devam edecek. Bu ülkeye hak hukuk adalet biz işçilerle gelecek!
Fotoğraf ve videolar için bakınız:
https://www.facebook.com/BirlesikMetal/videos/3999748043578656
https://www.facebook.com/BirlesikMetal/videos/889174133137717
https://www.facebook.com/photo/?fbid=1023511416483030&set=pcb.1023512616482910
Yetki sistemini düzenleyen kanun hükümleri değişmeli!
Anayasa Mahkemesi (AYM), sendikamızın yapmış olduğu üç başvuruda, yetki tespitine itiraz davaları nedeniyle “sendika hakkının ihlal edildiğine” karar verdi.
Sendikamız; Salko Bisiklet, Nuhtel Makina ve Günsan Elektrik işyerlerine ilişkin yapılan yetki tespitine karşı işverenler tarafından açılan itiraz davalarının uzun yıllar sürmesi nedeniyle Anayasa Mahkemesi’ne sendika hakkının ihlal edildiğine ilişkin başvuruda bulunmuştu. Anayasa Mahkemesi uzun süren yargılama süreçleri nedeniyle “sendika hakkının ihlal edildiğine” hükmetti.
AYM bu kararıyla Anayasa’nın 51. maddesinde güvence altına alınan sendika hakkının ihlal edildiğine, sendikamıza da net 70.000 TL manevi tazminat ödenmesine karar verdi.
Sendikamızın örgütlendiği birçok işyerinde yetki tespitlerine işverenler tarafından itiraz edilmekte, bu itirazlar neticesinde birçok işyerinde üyelerimiz ya toplu sözleşme hakkına çok geç kavuşmakta ya da birçok örnekte yaşadığımız gibi, sendikalı ve toplu sözleşmeli çalışma hakkına hiç erişememektedir.
Sendikamız da yargılama sürecinin uzunluğu nedeniyle üyelerinin sendika ve toplu sözleşme hakkının ihlal edildiğine yönelik olarak 2016 yılında örgütlendiğimiz Nuhtel Makina San. ve Tic. Ltd. Şti. ve Günsan Elektrik Malzemeleri San. Ve Tic. A.Ş. ile 2017 yılında örgütlendiğimiz Salko Bisiklet San. ve Tic. Ltd. Şti. işyerlerindeki yetki tespitine itiraz davası süreçlerine ilişkin Anayasa Mahkemesi’ne başvuruda bulunmuştur.
Söz konusu davalarda yargılamalar 4-6 yıl arası sürmüş ve Salko Bisiklet ile Nuhtel Makine’de yargılama süreci boyunca işverenlerin işten çıkarma, baskı ve tehditleri ile işyeri sendikasızlaştırılmış, süreç sonunda işyerlerinde sendika üyesi işçi yok denecek kadar azalmış olduğundan davalar sendikamızın lehine sonuçlanmış olsa da toplu iş sözleşmesi imzalanamamıştır.
Görüldüğü üzere, yargılama süreçleri işverenlere işyerini sendikasızlaştırmak, sendikaya üye olan işçileri işten çıkarmak veya baskı ve tehditle üyelikten istifa ettirmek için zaman kazandırmakta, sendika uzun süren yargılama süreci sonucunda kesin yetki belgesini alsa dahi üyesi kalmadığından toplu iş sözleşmesi imzalama imkânı ortadan kalkmaktadır.
Anayasa Mahkemesi, yapmış olduğumuz söz konusu 3 başvuruyu birleştirerek vermiş olduğu kararda“Eldeki başvuruda başvurucunun yetkili sendika olduğu tespit edilmesine karşın, uzun süren davalar boyunca başvurucu TİS imzalayamamış ve başvurucu sendikanın mensubu olan işçiler TİS çatısı altında toplanarak TİS’in sağladığı sendikal haklardan faydalanamamıştır” ifadelerine yer vererek, sendika hakkının ihlal edildiğine karar vermiştir.
Anayasa Mahkemesi ayrıca, uygulamada aynı şikâyetlere ilişkin davaların makul sürede sonuçlandırılmadığını, bu davalara ilişkin ihlal iddialarının yaygınlık arz ettiğini ve bu durumun yapısal soruna neden olduğunu belirtmiş ve TİS yapma hakkının etkili bir şekilde kullanılmasını sağlayacak bir yasal sistemin bulunmadığını vurgulamıştır.
Anayasa Mahkemesi başvurumuza ilişkin kararında, DİSK’e bağlı Nakliyat-İş Sendikası’nın başvurusu üzerine Şubat 2024’te vermiş olduğu aynı konudaki kararına atıfta bulunmuştur. Söz konusu kararda, yeni ihlallerin önlenmesi için mevcut sistemin yeniden ele alınması gerektiği ve bu nedenle temel hak ve özgürlüklerin korunması çerçevesinde tespit edilen yapısal sorunun çözümü için kararın Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne bildirilmesine karar verilmişti.
Anayasa Mahkemesi, istikrarlı bir şekilde verdiği kararlar ile sendikaların yetki tespit süreçlerine ilişkin sendika hakkının ihlal edilmesine neden olan yapısal sorunların varlığına işaret etmekte, bu konuda önlemlerin alınması ve gerekli yasal değişikliklerin yapılması gerektiğini vurgulamaktadır.
Uzun yıllardır işçi sendikalarının sıklıkla gündeme getirdiği ve bir türlü çözüme kavuşturulmayan sorun gelinen noktada Anayasa Mahkemesince de ortaya konulmuş olup, 6356 sayılı Kanun’un 43. maddesi 5. fıkrasında yer alan “İtiraz, karar kesinleşinceye kadar yetki işlemlerini durdurur” hükmünün “İtiraz, karar kesinleşinceye kadar yetki işlemlerini durdurmaz” olarak değiştirilmesi ile çözülebilecek bir sorunda daha fazla ısrarcı olunmaması gerekmektedir.
Yetki tespitine itiraz davaları yönünden kanunda yer alan ‘maddi hata ve süreye ilişkin itirazların 6 iş günlük süre içerisinde kesin olarak karara bağlanacağı, bölge adliye mahkemesi ve Yargıtay’ın bir ay içerisinde karar vereceği’ gibi düzenlemelerin uygulamada yakınından dahi geçilemediği aşikârdır.
Sendika davalarına bakmakla yetkili ihtisas mahkemesi kurulması gibi uygulamalar dava süreçlerinin kısaltılması yönünden ihtiyacı karşılayamamaktadır. Yetkisiz mahkemede dava açılması, yargılama süreçlerindeki zorunlu aşama ve prosedürler, hâkim değişiklikleri, uzmanlaşma sorununun çözülememesi, istinaf ve temyiz olmak üzere iki aşamalı kanun yolu olması gibi nedenlerle yılları aşan yetki davaları ile karşılaşılmaya devam edilmektedir. Yetki ihtilafları her halükârda işçilerin sendika ve toplu iş sözleşmesi hakkına erişiminde en büyük engel olmaya devam etmektedir.
Yapılması gereken, Anayasa Mahkemesi kararları dikkate alınarak sendikaların yetki tespit süreçlerine ilişkin sistemin değiştirilmesi ve gerekli yasal düzenlemelerin acil olarak yapılmasıdır.
Örgütlenmenin önündeki en büyük engellerden biri olan yetki itirazları sendikalaşma hakkını kullanılamaz hale getirmektedir. Sendikalaşma hakkı ve toplu sözleşmeli çalışma hakkı güvence altına alınmalıdır. İşçilerin birçok zorlukla mücadele ederek kazandığı toplu sözleşme hakkı yıllar süren mahkemeler aracılığıyla ellerinden alınmamalıdır.
İşçilerin özgürce sendikalarını seçebildikleri, toplu sözleşme hakkına erişebildikleri ve sendikalaşmanın önündeki tüm engellerin kaldırıldığı bir sendikal düzen için mücadelemize devam edeceğiz.
BİRLEŞİK METAL-İŞ SENDİKASI
GENEL YÖNETİM KURULU
Karara erişmek için tıklayın:
https://kararlarbilgibankasi.anayasa.gov.tr/BB/2021/35528