YanMenu

20
Nis

Basın açıklaması

Toplu Sözleşmeli Bir Çalışma Düzeni İçin MERSEN’de GREVDEYİZ!

Gebze Organize Sanayi Bölgesi’nde kurulu Mersen İstanbul Sanayi Ürünleri Anonim Şirketi işyerinde, 2022 yılında çoğunluğu sağlayarak yetki başvurusunda bulunduk.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı başvuru tarihi itibarıyla sendikamızın işyerinde çoğunluğu sağladığını tespit ederek yetkimizi belgeledi.


Mersen işverenleri, sendikanın yetki tespitine itiraz etti ve hukuksal süreç iki yıl boyunca devam etti.

Üyelerimiz, sendikalaşma iradelerine sahip çıkarak toplu sözleşmeli bir çalışma düzenine kavuşmak için mahkeme sürecinin sona ermesini sabırla beklediler.

İlk hukuk zaferini yerel mahkemede elde ettik. İlk derece mahkemede davanın sendikamız lehine sonuçlanmasının ardından işveren karara itiraz etti ve istinaf başvurusunda bulundu.

Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verdi.

Bu kez istinaf kararına itiraz eden işveren, davayı Yargıtay’a taşıdı. Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 02.11.2023 tarihli kararı ile işverenin temyiz itirazları da reddedildi ve karar onandı. Böylece lehimize olan mahkeme kararı kesinleşti.

Dava sürecinin sona ermesinin ardından işverene toplusözleşme teklifimizi ilettik. Yasal toplusözleşme sürecinin başladığı işyerinde işveren, toplusözleşme için masaya oturma çağrımızı karşılıksız bırakarak görüşmelere katılmadı.

Arabuluculuk süreci devam ederken baskılarını daha da artıran işveren, “Sendikadan vazgeçin, sendika buraya asla giremez, devlet bizim arkamızda” gibi söylemlerle üyelerimizi yıldırmaya çalıştı.

İşyerindeki baskıların devamı olarak, 7 Şubat 2024 tarihinde 4 üyemiz işten çıkarıldı. Üyelerimiz, yasal ve anayasal haklarına sahip çıkmak için fabrika içerisinde demokratik tepkilerini ortaya koydu.

Mersen işvereni, sendikamızın işyerinde örgütlendiği ilk tarihten itibaren sendika karşıtı tutumunu ısrarla sürdürdü.

Sendikamız hukuk mücadelesini kazanınca bu kez işyeri yönetimi, Mersen işçilerinin sendikayla buluşmasını engellemek için kimi iyileştirmeler yapmak ve işçilere sosyal haklar vermek durumunda kaldı.

Böylece üyelerimiz, Mersen’e daha sendika girmeden bazı yeni haklar elde etmiş oldu.

Mutfağımızda yangın var. Hayat pahalılığı artık katlanılamaz bir hâl aldı.

Mersen işçilerini enflasyon karşısında ezdirmeyecek bir toplusözleşme taslağı hazırladık. Teklifimizde işçilerin mevcut ücretlerine birinci altı ay için %115 zam yapılmasını önerdik. İkinci, üçüncü ve dördüncü altı aylık dilimlerde enflasyon + 5 puan olarak zam teklifimiz toplusözleşme taslağımızda yer aldı.

İşveren tarafı ise bu önerilerimize karşılık işçilerin iradesini yok sayarak sendikayla masaya oturmamayı tercih etti.

Mersen, elektrikli motor kömürü üreten, dünya çapında 33 ülkede 50’den fazla tesisi, 7 bin 500 çalışanı bulunan, başta savunma sanayi olmak üzere dünyanın ve ülkemizin önemli sanayi kuruluşlarının tedarikçisi konumunda olan bir şirket.

Üyesi olduğumuz üst örgütlerimiz IndustriALL Küresel Sendika ve IndustriALL Avrupa aracılığıyla şirket merkeziyle yaptığımız görüşmelerden herhangi bir sonuç alamadık.

Fransa sermayeli Mersen’in merkez yöneticileri de Türkiye’deki işçilerin hak ve adalet mücadelesini görmezden geldi.

Mersen’de yaşananlar ve karşımıza çıkan bu tablo, ülkemizde sendikal hakların içinde bulunduğu vahim durumu tüm açıklığıyla gösterir nitelikte.

Bu ülkede işçiler, sendika hakkına ulaşmak için işten atmalara, baskılara, yıllarca süren yetki mahkemesi süreçlerine karşı mücadele etmek zorunda bırakılıyor.

İşverenler ise dilediği hukuksuzluğu, zorbalığı yapmayı kendilerine hak olarak görüyor.

Buna karşın Mersen işçileri, en temel hakları olan sendikalı, toplu sözleşmeli bir çalışma düzeni için mücadelelerini kararlılıkla sürdürüyor.

Artık yasal grev aşamasına geldik. Bugün grevimizi başlatıyoruz.

Mersen işverenini bir kez daha masaya oturmaya çağırıyor, taleplerimiz karşılanana kadar grevimizi kararlılıkla sürdüreceğimizin bilinmesini istiyoruz.

Direne direne kazanacağız!

BİRLEŞİK METAL-İŞ SENDİKASI

GENEL YÖNETİM KURULU

6 Şubat 2023’de ülke olarak kapkaranlık bir güne uyandık.

6 Şubat 2023’de ülke olarak kapkaranlık bir güne uyandık. Kahramanmaraş, Gaziantep, Hatay, Diyarbakır, Adana, Şanlıurfa, Adıyaman, Malatya, Osmaniye, Kilis ve Elazığ illerimizde büyük yıkıma yol açan depremle sarsıldık.


Üzerinden 1 yıl geçmiş olmasına rağmen depremin meydana getirdiği yıkımın etkisi devam etmektedir. Yurttaşlarımızın yaralarının sarılması için gerekli adımlar atılmamış, verilen sözler tutulmamış; kentleri, yuvaları, hayatları yıkılan insanlar kaderine terk edilmiştir.

Memleketin tek adam zihniyetiyle şirket gibi yönetilmesinin, insanı değil rantı gözeten iktidar politikalarının bedeli çok ama çok ağır olmuştur. Bir daha enkaz altında kalmamak için kamu yönetiminde köklü dönüşümler kaçınılmaz bir zorunluluktur.

Yaşanan deprem bir kez daha göstermiştir ki emekçi halkımızın ihtiyacı, her türden toplumsal mal ve hizmetin parayla alınıp satılması anlamına gelen piyasacılığın son bulmasıdır. Kentlerimizde rant odaklı yapılaşmanın değil; insanı, doğayı ve yaşamı esas alan kamusal yaklaşımın öncelenmesidir.

On binlerce yurttaşımızın yaşamına mal olan bu yıkımın ilk gününden itibaren sendikamız, başta depremden etkilenen üyelerimiz olmak üzere bölgedeki emekçilere yönelik dayanışma çalışmalarına gücü oranında destek olmuştur.

Bir daha aynı acıların yaşanmaması için gerekli önlemler daha fazla gecikmeden alınmalıdır. Sendikamız bu konuda yürüyen mücadelenin parçası olmaya devam edecektir.

 6 Şubat depremini, yitirdiğimiz on binlerce canı asla unutmayacağız, unutturmayacağız!

Peşpeşe gelen şehit haberleri ülkemizi yasa boğmuştur. 12 haneye ateşştü.


Askerlerimizin şehit olması hepimizi büyük bir üzüntüye boğmuştur.

Terörün her türlüsünü, hangi gerekçe ile olursa olsun lanetliyoruz!

Şehitlerimize rahmet, ailelerine, yakınlarına ve ulusumuza başsağlığı ve sabır diliyoruz.