Grevinin 180. günü, HSK SYSTEMAİR direnişinin de 247. gününde Gebze Kent Meydanı’nda yaptığı basın açıklamasında Genel Başkanımız Adnan Serdaroğlu, yaşanan hukuksuzluklara hukuksuzlukları görmezden gelenlere karşı mücadelenin her platformda devam ettiğini söyledi...
GÜNCEL
GATES işvereni, işçilerin haklı taleplerini karşılamak yerine grevi erteletmeye çalışmaktadır. Çözüm grev yasaklarıyla değil, işçilerin haklı taleplerini karşılamakla olur. GATES işçilerinin hakkını alacağımız toplu sözleşmeyi imzalayana kadar grevimizi her koşulda sürdüreceğiz.
İzmir’de, Ege Serbest Bölge’de faaliyette bulunan ve bir ABD şirketi olan Gates Endüstriyel Metal Kauçuk Sanayi ve Ticaret A.Ş. (GATES) işyerinde 27 Eylül 2023’te başlayan toplu sözleşme görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine, tüm yasal süreçlerin tamamlanmasının ardından sendikamız, üç fabrikada 350 işçi ile 8 Mart 2024’te greve çıkmıştır.
Sendikamız ilk günden beri işçilerin sorunlarının çözümünü masa başında aramaya çalışmış, yapıcı ve çözüme yönelik önerilerde bulunmuştur. Ancak, işverenin işçilerin yaşama koşullarını dikkate almayan ve uzlaşmaya da yanaşmayan, dayatmacı tutumu karşısında, üyelerimizin iradeleri doğrultusunda grev kararı almıştır. Bugün (13.04.2024) grevimizin 6’ncı gününe girmiş bulunmaktayız.
İşveren, işçilerin haklı taleplerini karşılamak, haklarını vermek yerine grevi erteletmeye çalışmaktadır ve bu amaçla Çalışma Bakanlığı’na başvuruda bulunmuştur. Öncelikle belirtmek isteriz ki işverene düşen görev, grev erteletme/yasaklama çabası yerine işçilerin sözlerine kulak kabartmak, işçilerin açlık ve yoksulluk sınırı altında çalışmasına ve yaşamasına son verecek bir zammı vermektir.
Grev yasaklarından hiç kimse medet ummamalıdır. Sendikamızın şanlı tarihi grev yasaklarını çöpe göndermenin örnekleriyle doludur.
Sendikal haklar bölünemez. Örgütlenme, toplu sözleşme yapma ve grev hakkı bir bütündür. Bu haklardan birinin herhangi bir gerekçe ile ortadan kaldırılması bir bütün olarak sendikal hakların engellenmesi demektir. Buna hakların bölünmezliği ilkesi denilmektedir. Dolayısıyla, grev yasakları, sendikal örgütlenme hakkına açık bir müdahaledir.
“Grev erteleme” adı altında grev yasakları tümüyle yasada belirtilen sınırlamalar yok sayılarak ve keyfi biçimde yapılmaktadır. 6356 sayılı Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve Lokavt Kanunu’na göre, “bir grev veya lokavt genel sağlığı veya milli güvenliği bozucu nitelikte ise” ertelenebiliyor.
Grev erteleme başvurusunun yapıldığı bu işyeri, otomotiv yan sanayisi için üretim yapmakta ve gergi rulmanı üretmektedir. Üretilen bu mallar da ihraç edilmektedir. Zaten, işyeri de Ege Serbest Bölge’dedir; serbest bölgede bulunmasının anlamı, ihracat eksenli üretim yapmasıdır. Dolayısıyla yurt içi üretimle de ilgisi olmayan ve otomotiv yan sanayi için üretim yapan bir işyerinin ülkenin milli güvenliğini bozması abesle iştigaldir.
Bu ürünlerin üretiminin aksaması milli güvenliği bozucu nasıl bir etkide bulunacaktır, bunu anlamak mümkün değildir. Çalışma Bakanlığı ve Cumhurbaşkanlığının böylesi bir yanılsama içine girmeyeceğini, grevimizi yasaklama girişimde bulunmayacağını düşünüyoruz.
Grev yasaklamaları, yasa ile belirlenen çerçeveye ve Anayasa’ya aykırı olarak yapılmaktadır. Ayrıca, ILO’nun 87 sayılı Sözleşmesine de açıkça aykırıdır. Konuyla ilgili ILO denetim organlarının çok sayıda kararı vardır.
Bunlara karşın, olası bir grev yasağına karşı bazı hatırlatmalar yapmakta yarar görüyoruz.
Son yıllarda bazı sözleşme süreçlerinde grev yasakları ile karşılaşıyoruz.
- 2015 yılında MESS Grup TİS sözleşmesi kapsamında 38 işletmede,
- 2017 yılında Bursa’da bulunan Asil Çelik işyerinde,
- 2017 yılında enerji sektöründe bulunan 4 işletmede,
- 2018 yılında MESS Grup TİS sözleşmesi kapsamında Sendikamızla birlikte 3 sendikanın örgütlü olduğu 179 işletmede,
- 2022 yılında Kocaeli’nde bulunan Bekaert işyerinde,
- Ve son olarak 2023 yılında Gebze/Kocaeli’nde bulunan Green Transfo Energy işyerinde,
grevlerimiz yasaklandı.
Binlerce işçinin grev iradesi iktidar tarafından çiğnendi ve grev erteleme adı altında yasaklandı. Böylece, binlerce işçinin grev silahı ellerinden alındı.
Çeşitli işyerlerinde Anayasa’dan doğan ve hukuksuz biçimde yasaklanan grev hakkımıza sahip çıktık ve grevlerimizi filen yaptık. Örneğin, 2022 yılında grevi yasaklanan Bekaert işyerinde 18 gün fiilen grev yaptık.
2016 yılında (Elektromekanik İşverenler Sendikası) EMİS ile yaptığımız grup toplu iş sözleşmesi sürecinde de grevimizin ertelemesine karşı devam ettirdiğimiz grevin 3’üncü gününde sözleşme imzalandı.
Geçen yıl da Gebze/Kocaeli’nde bulunan Green Transfo Energy işyerinde 1 gün fiilen grev yaptık ve aynı günün akşamında sözleşmemiz anlaşma ile sonuçlandı.
Ayrıca, 2015 yılında MESS Grup TİS sözleşmesi kapsamında 38 işletme için yapılan grev ertelemesi için Anayasa Mahkemesine yaptığımız başvuru sendikamız lehine sonuçlanmıştır ve mahkeme hükümete 50 bin TL para cezası vermiştir.
İktidarı ve işvereni uyarıyoruz: İşçilerin anayasal ve yasal haklarını kullanmalarına engel çıkarmayın. Grevlerimizi yasaklamayın. İşçilerin grev ve toplu sözleşmelerle elde edecekleri hakları patronlara peşkeş çekmeye kalkmayın. İşçilerin temel haklarına saygı gösterin.
Çözüm grev yasaklarıyla değil, işçilerin haklı taleplerini karşılamakla olur.
GATES işçilerinin hakkını alacağımız toplu sözleşmeyi imzalayana kadar grevimizi her şart ve koşulda sürdüreceğiz.
BİRLEŞİK METAL-İŞ SENDİKASI
GENEL YÖNETİM KURULU
Gazetemizin Mart 2024 sayısı, beraberinde "homurcuk" ve "Kırmızı Metal Karınca" ekleriyle...
Güncel Haberler
Diğer videolar
Basın açıklaması
Basın açıklaması
Grevci BALDUR işçilerini ANKARA’ya uğurluyoruz…
22 Haziran Salı günü Genel Başkanımız Adnan SERDAROĞLU ile birlikte Grevci BALDUR işçilerini, Gebze Kent Meydanı’nda düzenlenecek basın açıklaması sonrası ANKARA’ya uğurluyoruz.
Açlık Ve Yoksulluk Sınırı Mayıs 2021 Dönem Raporu
Dört kişilik bir ailenin sağlıklı beslenmesi için aylık yapması gereken harcama tutarı 2 bin 822 TL’dir. Bu harcama tutarı sadece gıda için yapılması gereken minimum tutardır. Yapılan hesaplama sonuçlarına göre ise yoksulluk sınırı 9 bin 762 TL olarak gerçekleşmiştir.
İcra ve İflas Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair KANUN TEKLİFİ
50 AKP milletvekilinin imzasıyla TBMM’ye sunulan ve bugün TBMM Genel Kurulu’nda gündem maddeleri arasında görüşülecek olan “İcra ve İflas Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi”nin 7. Maddesi ile 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 308. Maddesinde değişiklik teklif edilmektedir. Teklif edilen değişiklik ile geçici mühlet kararından sonra komiserin izniyle akdedilmiş borçlar esas olarak kredi borçları işçilik alacaklarından daha imtiyazlı hale getirilmektedir.
2004 sayılı İcra İflas Kanunun 206. Maddesine göre “İşçilerin, iş ilişkisine dayanan ve iflâsın açılmasından önceki bir yıl içinde tahakkuk etmiş ihbar ve kıdem tazminatları dahil alacakları ile iflâs nedeniyle iş ilişkisinin sona ermesi üzerine hak etmiş oldukları ihbar ve kıdem tazminatları” birinci sıra alacaklardandır.
İşçilerin, işverenin iflasının açılmasından önceki bir yıl içinde tahakkuk etmiş kıdem ve ihbar tazminatları dahil alacakları ile iflas nedeniyle iş akdinin sona ermesi üzerine hak etmiş oldukları kıdem ve ihbar tazminatı imtiyazlıdır yani rehinli alacaklardan sonra gelmektedir.
Ancak yeni teklif ile konkordato sürecinin iflas ile sonuçlanması halinde, geçici mühlet kararından sonra komiserin izniyle akdedilmiş borçlar esas olarak kredi borçları işçilik alacaklarından öncelikli hale getirilmektedir. Böylece işçilik alacakları üçüncü sırada imtiyazlı alacak haline gelecektir. Değişiklik teklifinde belirtilen kredi borçları yani işverenlerin bankalara olan borçları, konkordato sürecinin iflas ile sonuçlanması halinde, işçilik alacaklarından daha imtiyazlı sayılmaktadır.
Yapılan bu son düzenleme ile batan şirketlerden zaten zor olan işçi alacaklarının tahsili artık imkansız hale gelecektir...
Teklifte yer alan madde değişikliği aşağıdadır:
MADDE 7- 2004 sayılı Kanunun 308/c maddesinin dördüncü fıkrasının birinci cümlesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “Kredi kurumları tarafından verilen krediler de dâhil olmak üzere geçici mühlet kararından sonra komiserin izniyle akdedilmiş borçlar, adi konkordatoda konkordato şartlarına tabi değildir, temerrüt hâlinde mühlet sırasında dahi icra takibine konu edilebilir ve 206 ncı madde kapsamında rehinli alacaklardan hemen sonra, diğer bütün alacaklardan önce ödenir; malvarlığının terki suretiyle konkordatoda yahut sonraki bir iflâsta 248 inci madde kapsamında masa borcu sayılır.”
BİRLEŞİK METAL-İŞ
Genel Yönetim Kurulu