İnsanlığın tüm dünyada pandeminin yarattığı büyük sorunlarla yüz yüze kaldığı, her açıdan zor bir yılı geride bıraktık.
İşsizlik, gerileyen ücretler ve belirsizlik, milyonlarca insanın açlıkla ölüm arasında sıkışmasına yol açtı.
“Çarklar dönecek ekonomi işleyecek” diyerek, pandeminin en yoğun olduğu dönemlerde bile milyonlarca emekçi fiziki mesafe koşullarının hiçe sayıldığı ortamlarda çalışmak zorunda kaldı. Covid-19 ile birlikte işçi ölümleri daha da arttı ve çalışmak bir can pazarına dönüştü.
Pandemi, sermaye sınıfı için fırsata çevrilmeye çalışıldı. Sendikal faaliyetler askıya alındı. Tek taraflı ücretsiz izin uygulaması yasalaştı. Kısa çalışma genişletildi. Eylem ve etkinlikler yasaklandı, engellendi.
Kıdem tazminatını tasfiye edecek, esnek çalışmayı yaygınlaştıracak düzenlemeler gündeme geldi.
İşsizlik yükseldi. Hayat pahalılığı arttı. Geçim derdi sağlık endişesini aştı.
Kadın cinayetlerinin, tacizin, istismarın olmadığı bir gün geçmedi.
Hukukun üstünlüğü, yargının bağımsızlığı gibi Anayasal hükümler rafa kaldırıldı.
2020 yılında bir kez daha gördük ki, halkın ve emekçi sınıfların yaşamını değil, sermaye sınıfının kârını önceleyen düzen tüm dünyada sınıfta kaldı.
Evet… 2020 emekçiler için zor ama aynı zamanda mücadeleyle geçen bir yıl oldu. Birleşik Metal-İş Sendikası bu mücadelenin hep ön safında olmaya çalıştı.
Birleşik Metal-İş Sendikası’nın üyeleri insan onuruna yaraşır bir asgari ücret için sesini yükseltti. Kıdem tazminatı ve esnek çalışma maddelerini içeren torba yasa tasarısına karşı fabrikalarda, sokakta eyleme geçti, bu düzenlemeleri engelledi.
İşçi sınıfı örgütlüyse kendini koruyabilir, haklarını geliştirebilir. Salgın koşulları bu gerçeği en yalın haliyle ortaya çıkardı.
Sendikamızın pandeminin ilk günlerinde işyerlerinde tedbirsizce işçileri çalıştırma girişimlerine karşı iş bırakma eylemleriyle öncülük etti. Sonrasında salgının işyerlerindeki etkilerini takip etti, etkili önlemlerin alınmasında belirleyici oldu.
Toplu sözleşme mücadelesini kesintisiz sürdürdü. Pek çok işyerinde yeni sözleşmelerle yeni haklar elde edildi.
Yurdun dört bir yanında, salgın koşullarına rağmen örgütlenme çalışmaları devam etti. Pek çok yeni işyerinde işçiler sendikalaştı. Neredeyse her örgütlenmede, yasağa rağmen işten çıkarmalar, ücretsiz izin gibi uygulamalarla karşılaştık. Her örgütlenme aynı zamanda işverenlerin yasa tanımaz uygulamalarına karşı bir direniş oldu.
Salgın yılını direniş ve grevle kapatıyoruz. 2021 yılını Çorum Ekmekçioğlu işçileri direniş, Gebze’de Baldur işçileri grevle karşıladı.
2020 yılında ne yazık ki kadın cinayetleri devam etti. Böylesine kanayan bir yara haline gelen kadın hakları konusunda sendikamız gerek kamuoyuna yönelik çalışmaları gerekse kendi bünyesinde yaptığı çalışmalarla sorunun çeşitli boyutlarda ele alınmasını sağladı.
Pandeminin yarattığı belirsizlik ve tehditler, giderek ağırlaşan ekonomik koşullar, kısır döngüye dönüşen siyasetteki gerilimler ve tüm dünyada oluşan olumsuz koşullar bize oldukça zorlu geçecek bir yılı işaret ediyor.
Ancak sendikamız başta olmak üzere işçi sınıfı bu güçlükleri toplumun diğer ezilen kesimleriyle birlikte aşacak.
2020 yılındaki mücadelemizden, grev ve direnişlerimizden ve işçi sınıfının haklılığından aldığımız güçle 2021’i karşılıyoruz.
Biz 2021 yılında da gündüzlerinde sömürülmeyen gecelerinde aç yatılmayan, demokratik, çağdaş, bağımsız, hukukun üstünlüğünün, yargı bağımsızlığının, barış ve huzurun hüküm sürdüğü bir Türkiye için mücadele edeceğiz.
BİRLEŞİK METAL-İŞ
Genel Yönetim Kurulu
GÜNCEL
GATES işvereni, işçilerin haklı taleplerini karşılamak yerine grevi erteletmeye çalışmaktadır. Çözüm grev yasaklarıyla değil, işçilerin haklı taleplerini karşılamakla olur. GATES işçilerinin hakkını alacağımız toplu sözleşmeyi imzalayana kadar grevimizi her koşulda sürdüreceğiz.
İzmir’de, Ege Serbest Bölge’de faaliyette bulunan ve bir ABD şirketi olan Gates Endüstriyel Metal Kauçuk Sanayi ve Ticaret A.Ş. (GATES) işyerinde 27 Eylül 2023’te başlayan toplu sözleşme görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine, tüm yasal süreçlerin tamamlanmasının ardından sendikamız, üç fabrikada 350 işçi ile 8 Mart 2024’te greve çıkmıştır.
Sendikamız ilk günden beri işçilerin sorunlarının çözümünü masa başında aramaya çalışmış, yapıcı ve çözüme yönelik önerilerde bulunmuştur. Ancak, işverenin işçilerin yaşama koşullarını dikkate almayan ve uzlaşmaya da yanaşmayan, dayatmacı tutumu karşısında, üyelerimizin iradeleri doğrultusunda grev kararı almıştır. Bugün (13.04.2024) grevimizin 6’ncı gününe girmiş bulunmaktayız.
İşveren, işçilerin haklı taleplerini karşılamak, haklarını vermek yerine grevi erteletmeye çalışmaktadır ve bu amaçla Çalışma Bakanlığı’na başvuruda bulunmuştur. Öncelikle belirtmek isteriz ki işverene düşen görev, grev erteletme/yasaklama çabası yerine işçilerin sözlerine kulak kabartmak, işçilerin açlık ve yoksulluk sınırı altında çalışmasına ve yaşamasına son verecek bir zammı vermektir.
Grev yasaklarından hiç kimse medet ummamalıdır. Sendikamızın şanlı tarihi grev yasaklarını çöpe göndermenin örnekleriyle doludur.
Sendikal haklar bölünemez. Örgütlenme, toplu sözleşme yapma ve grev hakkı bir bütündür. Bu haklardan birinin herhangi bir gerekçe ile ortadan kaldırılması bir bütün olarak sendikal hakların engellenmesi demektir. Buna hakların bölünmezliği ilkesi denilmektedir. Dolayısıyla, grev yasakları, sendikal örgütlenme hakkına açık bir müdahaledir.
“Grev erteleme” adı altında grev yasakları tümüyle yasada belirtilen sınırlamalar yok sayılarak ve keyfi biçimde yapılmaktadır. 6356 sayılı Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve Lokavt Kanunu’na göre, “bir grev veya lokavt genel sağlığı veya milli güvenliği bozucu nitelikte ise” ertelenebiliyor.
Grev erteleme başvurusunun yapıldığı bu işyeri, otomotiv yan sanayisi için üretim yapmakta ve gergi rulmanı üretmektedir. Üretilen bu mallar da ihraç edilmektedir. Zaten, işyeri de Ege Serbest Bölge’dedir; serbest bölgede bulunmasının anlamı, ihracat eksenli üretim yapmasıdır. Dolayısıyla yurt içi üretimle de ilgisi olmayan ve otomotiv yan sanayi için üretim yapan bir işyerinin ülkenin milli güvenliğini bozması abesle iştigaldir.
Bu ürünlerin üretiminin aksaması milli güvenliği bozucu nasıl bir etkide bulunacaktır, bunu anlamak mümkün değildir. Çalışma Bakanlığı ve Cumhurbaşkanlığının böylesi bir yanılsama içine girmeyeceğini, grevimizi yasaklama girişimde bulunmayacağını düşünüyoruz.
Grev yasaklamaları, yasa ile belirlenen çerçeveye ve Anayasa’ya aykırı olarak yapılmaktadır. Ayrıca, ILO’nun 87 sayılı Sözleşmesine de açıkça aykırıdır. Konuyla ilgili ILO denetim organlarının çok sayıda kararı vardır.
Bunlara karşın, olası bir grev yasağına karşı bazı hatırlatmalar yapmakta yarar görüyoruz.
Son yıllarda bazı sözleşme süreçlerinde grev yasakları ile karşılaşıyoruz.
- 2015 yılında MESS Grup TİS sözleşmesi kapsamında 38 işletmede,
- 2017 yılında Bursa’da bulunan Asil Çelik işyerinde,
- 2017 yılında enerji sektöründe bulunan 4 işletmede,
- 2018 yılında MESS Grup TİS sözleşmesi kapsamında Sendikamızla birlikte 3 sendikanın örgütlü olduğu 179 işletmede,
- 2022 yılında Kocaeli’nde bulunan Bekaert işyerinde,
- Ve son olarak 2023 yılında Gebze/Kocaeli’nde bulunan Green Transfo Energy işyerinde,
grevlerimiz yasaklandı.
Binlerce işçinin grev iradesi iktidar tarafından çiğnendi ve grev erteleme adı altında yasaklandı. Böylece, binlerce işçinin grev silahı ellerinden alındı.
Çeşitli işyerlerinde Anayasa’dan doğan ve hukuksuz biçimde yasaklanan grev hakkımıza sahip çıktık ve grevlerimizi filen yaptık. Örneğin, 2022 yılında grevi yasaklanan Bekaert işyerinde 18 gün fiilen grev yaptık.
2016 yılında (Elektromekanik İşverenler Sendikası) EMİS ile yaptığımız grup toplu iş sözleşmesi sürecinde de grevimizin ertelemesine karşı devam ettirdiğimiz grevin 3’üncü gününde sözleşme imzalandı.
Geçen yıl da Gebze/Kocaeli’nde bulunan Green Transfo Energy işyerinde 1 gün fiilen grev yaptık ve aynı günün akşamında sözleşmemiz anlaşma ile sonuçlandı.
Ayrıca, 2015 yılında MESS Grup TİS sözleşmesi kapsamında 38 işletme için yapılan grev ertelemesi için Anayasa Mahkemesine yaptığımız başvuru sendikamız lehine sonuçlanmıştır ve mahkeme hükümete 50 bin TL para cezası vermiştir.
İktidarı ve işvereni uyarıyoruz: İşçilerin anayasal ve yasal haklarını kullanmalarına engel çıkarmayın. Grevlerimizi yasaklamayın. İşçilerin grev ve toplu sözleşmelerle elde edecekleri hakları patronlara peşkeş çekmeye kalkmayın. İşçilerin temel haklarına saygı gösterin.
Çözüm grev yasaklarıyla değil, işçilerin haklı taleplerini karşılamakla olur.
GATES işçilerinin hakkını alacağımız toplu sözleşmeyi imzalayana kadar grevimizi her şart ve koşulda sürdüreceğiz.
BİRLEŞİK METAL-İŞ SENDİKASI
GENEL YÖNETİM KURULU
Gazetemizin Mart 2024 sayısı, beraberinde "homurcuk" ve "Kırmızı Metal Karınca" ekleriyle...