YanMenu

19
Nis

Hedeflenen mesafe değil, denetimdir... İşçilerin gözetlenmesine ve denetlenmesine hayır

Türkiye Metal İşverenleri Sendikası (MESS) tarafından uygulanmaya konulmak istenilen MESS SAFE girişimini kabul etmiyoruz...

Hedeflenen Mesafe Değil, Denetimdir...

İşçilerin Gözetlenmesine ve Denetlenmesine Hayır...

Birleşik Metal İş Sendikası, Türkiye Metal İşverenleri Sendikası (MESS) tarafından uygulanmaya konulmak istenilen MESS SAFE Girişimini kabul etmedi ve konuyla ilgili bir rapor hazırladı.

MESS SAFE Girişimi konusunda Sendikamız, Türk Tabipleri Birliği’nden, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği’ne bağlı çeşitli odalardan görüşler almış, ayrıca uluslararası kuruluşların yaklaşımlarını ve diğer ülkelerdeki uygulamaları incelemiştir.

Krizler, her dönem işverenler ve işveren örgütleri tarafından fırsat olarak değerlendirilmiş, özel dönemlerdeki uygulama ve istisnaların kurul haline getirilmesi çabası içinde olmuşlar, kimi dönemler de işçilerin yararına gösterilip gerçek amacı gizlenerek uygulanmaya çalışılmıştır.

Benzer bir çaba şimdi de, yaşanan özel dönemin hassasiyeti gerekçe yapılarak MESS tarafından gündeme getirilmiştir.

Son yıllarda, dijital kontrol yöntemleri ile emek ve beden üzerindeki baskı ve kontrol hızla artmaktadır. İşçilerin denetim altına alınıp kontrol edilmesi ile, daha yoğun ve daha fazla çalıştırılmaları amaçlanmakta, emek-zamanın düşürülmesi, yani göreli artı-değer sömürüsünün artırılması hedeflenmektedir. Bunun anlamı, işçilerin daha fazla sömürülmesidir.

Bu kapsamda deri altı çip yerleştirmelerden cep telefonlarına, güzel görünümlü akıllı saat, gözlük veya giysilere kadar uzanan bir dizi yöntem devreye konulmaktadır. Bunlarla, emeğin üzerinde azami kontrol sağlanması hedeflenmektedir. MESS tarafından gündeme getirilen MESS Safe uygulaması da bu kapsamda ele alınmadır.

MESS SAFE Girişimi ile, cep telefonuna indirilen uygulama ya da giysi veya boyna takılan cihaz aracılığı ile işçilerin birbiri ile mesafesinin 1 metrenin altına düşmesi durumunda sinyal verilmesi ve işçilerin uyarılmasının hedeflendiği belirtilmektedir.

İlk bakışta işçinin sağlığı ve güvenliği için yapıldığı hissi uyandıran uygulama bu kadar masum mudur, gerçek amacı nedir? Bu uygulamanın işçiler aşısından sonuçları neler olacaktır?

Birleşik Metal İş Sendikası, görüşlerini yazılı bir rapor ile MESS’e iletmiştir. MESS’e bildirilen görüşte, aşağıda ayrıntılarıyla belirtilen nedenlerle, MESS SAFE girişiminin yaratacağı sorunların, elde edileceği öne sürülen yararlardan daha fazla olacağından, uygulamadan vazgeçilmesinin işçilerin ruhsal ve bedensel sağlığı bakımından daha yararlı olacağı belirtilmiştir.

Bu nedenle, Sendikamızın örgütlü olduğu işyerlerindeki işçiler, bu uygulamanın bir parçası olmayacaklardır.

a) Yazılımın Şeffaflığı Bakımından Değerlendirme:

Sendikamıza konuyla ilgili ayrıntılı bilgi iletilmemiş, sadece iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması amacıyla sosyal mesafeyi korumak için uygulama yapılacağı, bu uygulama ile konum takibinin yapılmayacağı ve uygulamanın bluetooth teknolijisi ile yapılacağı bilgisi verilmiştir. Bu bilgilerin dışında herhangi bir teknik bilgi sağlanmamıştır. Örneğin, sosyal mesafe olarak belirlenen mesafenin kaç metre olacağı gibi basit ama aynı zamanda gerekli bir bilgi dahi verilmemiş, bunun ötesinde cihazla ilgili kaynak kodlar da verilmemiştir.

Sendikamızın değerlendirmesi https://mess-safe.com/ adresinden uygulamaya yönelik edinilen bilgi ve ilgili meslek örgütlerinden alınan görüşler çerçevesinde olabilmiştir.

b) Avrupa Birliğinin Kişisel Verilerin Korunması Kurulu İlkeleri Bakımından Değerlendirme:

Avrupa Birliğinin Kişisel Verilerin Korunması Kurulu genel olarak temas tespit sistemlerine dair 12 maddede özetlenebilecek temel ilkeler belirlemiştir. Bu ilkeler listesi yalnızca işyerlerindeki uygulamalara yönelik olmayıp, ülke genelinde tüm vatandaşlar için de kullanılan yazılımları da dikkate alarak oluşturulmuştur.

Avrupa Birliğinin Kişisel Verilerin Korunması Kurulu tarafından belirlenen ilkeler arasında yer alan:

 “4. Kod, açık kaynak kodlu ve serbestçe erişilebilir olmalıdır” ilkesinin MESS SAFE girişimine uygun olmadığı görülmektedir. Nitekim, yazılım konusunda Sendikamızın hiçbir bilgisi olmadığı gibi kaynak kodlar ve cihaza dair diğer teknik bilgiler de sendikamızla ve kamuoyu ile paylaşılmamıştır.

Ayrıca, konuyla ilgili olarak, tarafımıza, teknik vb. ayrıntılı bir bilgi verilmemiştir. Bilgimiz, ilgili web sitesi ve yayınlanan video vb. kamusal bilgi ile sınırlıdır.

 “5. Uygulamanın kullanımı, süre ve kapsam bakımından orantılı olmalı. EDPB tarafından da belirtildiği üzere, “acil durum özgürlüklerin bazı kısıtlamalarını meşrulaştırabilen bir yasal durumdur, ancak bu kısıtlamalar orantılı olmalı ve acil durum süreci ile sınırlı olmalıdır.” Bu ilke bakımdan değerlendirildiğinde, uygulamanın hangi süre ile sınırlı olduğuna ilişkin bilgi verilmemiş olması salgının ardından bu sistemlerin kullanılıp, kullanılmayacağına dair kaygılar oluşturmaktadır.

 “ 6. Amaç Sınırlandırması: Uygulamanın kullanımı COVID-19’un yayılmasını durdurma ile kısıtlı olmalıdır. Asgari ve manalı temas verisi sadece toplanmalı ve saklanmalıdır.” Her ne kadar uygulama ile konum takibi yapılmayacağı belirtilmekte ise de, meslek örgütlerinden edindiğimiz bilgiye göre, istenildiği aşamada konum takibini sağlamaya ve kişisel verilerine erişimine olanak sağlayacak program ve donanımların eklenmesi mümkün olmaktadır.

 “8. Verilerin tutulması sınırlandırılmalı, toplanan veri anonim olmalıdır veya anonimleştirilmelidir, şifrelenmelidir ve belirli bir sürenin geçmesinin ardından silinmelidir. “ Bu ilke bakımından değerlendirdiğimizde ise, verilerin anonim olmayacağı, işçilerin isimleri ile birlikte kayıtların şahsa özel bir biçimde tutulacağı anlaşılmaktadır.

 “9. Yazılım ücretsiz olmalı, kullanımı gönüllü olmalı ve kaldırılabilmeli, cep telefonlarının işletim sisteminin içine gömülü olmamalıdır.” Uygulamanın gönüllü olmadığı, işçilerin zorunlu tutulacağı anlaşılmaktadır. Bu nedenle, girişim gönüllülük ilkesine aykırıdır.

 “12. Temas takip yolu ile lokasyon veya hareket takibi imkanı olmamalıdır. 6. İlkeye ilişkin görüşlerimiz bu ilke için de geçerlidir.” Uygulama ile konum takibi yapılmayacağı belirtilmekte ise de, yukarıda da belirttiğimiz üzere meslek örgütlerinden edindiğimiz bilgiye göre, istenildiği aşamada konum takibini sağlamaya ve kişisel verilerine erişimine olanak sağlayacak program ve donanımların eklenmesi mümkün olmaktadır.

Bunun yanı sıra, konum takibinin yapılmaması durumunda bile, işçinin hangi işlerle temas ettiğinin biliniyor olması, dolaylı olarak işçinin kimlerle görüştüğü, hangi mekanda bulunduğunun da tespit edilmesi sonucunu doğuracaktır.

c) Kişisel Bilgilere Erişim Bakımından Değerlendirme:

Yukarıda da belirttiğimiz üzere, cihaza sonraki süreçlerde işçinin izlenmesine ya da kişisel başka bilgilerine erişimini sağlayacak programların, ya da donanımların eklenmesi mümkündür.

Cep telefonlarına yüklenecek aplikasyon ile ya da doğrudan cihazın kullanımı sonucu sosyal mesafeyi ölçme dışında kişisel bilgilere erişime yol açma olasılığı söz konusu olabilecektir.

d) Konum Takibi Bakımından Değerlendirme:

Her ne kadar konum takibinin yapılmayacağı belirtilmekte ise de, istenildiği aşamada konum takibi ile kişisel verilerine erişimine olanak sağlayacak program ve donanımların eklenmesinin mümkün olacağı bilgisi edinilmiştir.

Öte yandan, konum takibi doğrudan cihazlara yüklenilen programla yapılabildiği gibi, dolaylı olarak da yapılabilmektedir. Bir işçinin hangi işçi ile temasa geçtiği, görüştüğü bilgisinin biliniyor olması, aynı zamanda işçinin kimlerle görüştüğünün, hangi mekanda bulunduğunun da tespit edilmesi sonucunu doğuracaktır.

Amazon gibi kimi şirketlerin çalışanlarını cep telefonları üzerinden takip edip nerelerde fiziksel olarak yan yana geldiklerini tespit ederek işçiler üzerinde baskı kurulduğu gibi basına yansıyan bilgiler bizleri de kaygılandırmaktadır.

e) İşçilerin Psikolojisi Bakımından Değerlendirme:

İşçinin konum takibinin yapılıp yapılmaması yanında, potansiyel olarak yapılabilirliği, işverenlerin işçinin bilgisi olmadan bunu yapma olanaklarına sahip olması doğal olarak işçileri kaygı ve korkuya sevk edecektir.

Sürekli izlenme olasılığının olması bile işçi için endişe kaynağıdır. Her an izlenme kaygısı ve endişesi içinde bulunan bir işçinin psikolojik olarak baskı altında olacağı açıktır. İzlenme korkusu ve kaygısı, iş kazası riskini arttıracağı gibi, işçilerde psikolojik rahatsızlıklara da neden olabilir.

f) İş Yükü Bakımından Değerlendirme:

Cihaz ses ya da bildirim aracılığı ile sinyal verdiğinde işçi ne yapmalıdır? İlk olarak akla, 1,5 metrelik mesafeyi korumak amacıyla uzaklaşması gerektiği gelmekte ise de, sorunun yanıtının bu kadar basit olmadığı açıktır.

İşyerlerinde bazı işlerin birkaç işçi tarafından birlikte yapıldığı bilinmektedir. Dolayısıyla, 3-4 işçinin bir arada çalışmasının zorunlu olduğu durumlarda (başka önlemler alınabilir) işçilerin birbirlerinden uzak durmaları talebinin iki sonucu vardır.

Ya işçi, “kaçınma hakkını” kullanacak ve işi yapmayı durduracaktır. Ya da o iş birden fazla kişi tarafından değil, 1 ya da 2 kişi tarafından yapılacaktır. İkinci seçeneğin işçi bakımından yaratacağı sonuç açıktır. İşçinin yaptığı işin artması, işçiye yeni iş yüklerinin getirilmesidir.

İşçiler zaten ağır iş yükü altında ve bazı işyerlerinde de performans baskısı ile oldukça yoğun biçimde çalışmaktadırlar. Bunun yanı sıra, iş akışı düzenlenmeden sadece anılan uygulama ile mesafe konulması zorunluluğunun işçiye bırakılması nedeniyle işçilerin iş yüklerinin artırılmasının kabul edilmesi mümkün değildir, aynı zamanda meslek hastalığı ve iş kazası riskini de arttırmaktadır.

g) Elektromanyetik Alan Yaratacak Olması Bakımından Değerlendirme:

Uygulama her ne kadar nispeten düşük manyetik alan yaratan bluetooth teknolojisi ile yapılacak olsa dahi belli bir düzeyde manyetik alan yaratması kaçınılmazdır. Binlerce işçinin kapalı alanda bir arada çalıştığı ortamlarda bu cihazların kullanılacağı düşünülürse, aynı anda yüzlerce veya binlerce cihazdan yayılacak manyetik ortama maruz kalınacaktır. Günümüzde her yeni manyetik alan kaynağının var olanın üzerine bindirdiği yük ile insan sağlığını olumsuz etkileyebileceği bilinmektedir. Elektromanyetik alanların insanlarda halsizlikten kansere kadar çok geniş bir yelpazede sağlık sonuçları yaratma riski bulunmaktadır. Örneğin, kalp pili kullanan bir işçinin bu durumdan nasıl etkileneceği bilinmemektedir. Bu risk nedeniyle de konunun titizlikle incelenmesi gerekli ve zorunludur.

Cihaz ve uygulamanın teknik özelliklerinin tam olarak bilinmiyor olması da kaygıya neden olmaktadır.

Ayrıca, cep telefonu uygulaması ve giyilebilir bluetooth özellikli cihazın gün içinde çalışan ve dolayısı ile sıcak kan dolaşımı ve metabolizması artmış işçilerdeki etkisinin beklenenden daha fazla olma olasılığı vardır.

h) İnsan Hakları Bakımından Değerlendirme:

Kişisel mahremiyet ve insan hakları ile ilgili olarak, insanların bütün yaşamlarına hükmeden, bütün anlarını gözetleyen bir sistemin insan hakları açısından sorunlu olduğu açıktır. Bu durum temel insan hakkı ihlali olacaktır. Gözetlenme, denetlenme ve izlenme gibi durumlar temel insan haklarına aykırıdır.

İnsan Hakları Evrensel Beyannamesinin özel yaşamın gizliliğini düzenleyen 12 inci maddesinde, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 8. maddesinde göre ve bir çok ILO sözleşmesinde kişisel verilerin korunmasının zorunluluğu dile getirilmiştir.

Anayasa'nın 20. maddesinde 'Herkes, kendisiyle ilgili kişisel verilerin korunmasını isteme hakkına sahiptir. Bu hak; kişinin kendisiyle ilgili kişisel veriler hakkında bilgilendirilme, bu verilere erişme, bunların düzeltilmesini veya silinmesini talep etme ve amaçları doğrultusunda kullanılıp kullanılmadığını öğrenmeyi de kapsar. Kişisel veriler, ancak kanunda öngörülen hallerde veya kişinin açık rızasıyla işlenebilir.' hükmüne yer verilmiştir.

Kişisel Verilerin Korunması Kanunu'nda 3. maddesinde 'Kimliği belirli veya belirlenebilir gerçek kişiye ilişkin her türlü bilgiyi' kişisel veri olarak kabul edilmiştir. Kanunun 6. maddesinde kişilerin sağlığı ile ilgili verileri özel nitelikli kişisel veri sayılmıştır ki bu verilerin aynı madde uyarınca ilgilinin açık rızası olmaksızın işlenmesi yasaktır.

Temas takibi kişisel verilerin işlenmesi anlamına geleceğinden başta özel hayatın gizliliği olmak üzere kişilerin temel hak ve özgürlüklerinin ihlaline neden olacaktır. Bu yönü ile işçiden daha önce alınan kişisel verilerin işlenmesine ilişkin onay şimdilik temas takibine dayanan ancak her yazılım gibi sonradan genişletilebilecek bu uygulama için geçerli olmayacaktır. Kişisel Verilerin Korunması Kanunu'nda 3. maddesinde verilecek açık rıza belirli bir konuya ilişkin, bilgilendirilmeye dayanan ve özgür iradeyle açıklanan rızayı ifade eder denmektedir.

İşverenin işçiyi gözetme borcu iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerini almanın yanı sıra işçinin kişilik haklarını korumayı da kapsar. Bu yönü ile salgın ile mücadele açısından konfederasyonumuz DİSK'in ve Sendikamızın önerileri işverenlerce tam anlamıyla yerine getirilmeden işçinin devamlı suretle izlenmesine neden olacak ve kişilik haklarını ihlal edecek uygulamanın hayata geçirilmesi temel insan haklarının ihlaline neden olacaktır.

i) Mesafe Uygulaması Bakımından Değerlendirme:

Uygulama ile ilgili tanıtım videosunda (https://www.instagram.com/p/CAu_301DP7Z/) çalışanlar arasındaki mesafenin 1 metrenin altına indiğinde giyilebilir cihazın uyarı vereceği ya da mobil uygulamanın bildirim göndereceği belirtilmektedir.

Oysa, başta Sağlık Bakanlığı olmak üzere, konuyla ilgili kişi ve kurumlar sosyal mesafenin en az 1,5 metre olduğu belirtmektedirler. Bu mesafenin 2 metre olması gerektiği ise çok sayıda uzman tarafından dillendirilmektedir.

Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı: “1,5 METRE KURALI: Çalışanlar arasındaki mesafe en az 1,5 metre olmalı. Üretim alanları, çalışma masaları, yemekhaneler gibi tüm alanlarda bu kural uygulanmalı.” demektedir.

Dolayısıyla, uygulama ile 1 metrenin esas alınması da istenilen amaca hizmet etmeyeceği gibi temel sağlık kurallarına da aykırılık taşımaktadır.

Sosyal mesafenin korunmasının öncelikli yolu işyerlerinde üretim organizasyonunun sosyal mesafe ilkesini gözeterek yeniden düzenlenmesinden, mühendislik çalışması ile birlikte işçilerin eğitilmesi gibi birden fazla faktörün uygulanmasından geçmektedir. Bu kapsamda, üretim alanları, soyunma odaları, dinlenme yerleri, yemekhaneler ve servis araçları başta olmak üzere, işçilerin toplu olarak bulunduğu yerlerin ve iş organizasyonunun en az 1,5 metrelik sosyal mesafe ilkesine göre düzenlenmesi zorunludur.

İşçilerin birbiri ile mesafelenmesi için öncelikle bu alanlara yönelik düzenleme yapılmalıdır. Fabrika içi organizasyonda bir değişiklik yapılmaması temel sağlık hakkının ihlali olduğu gibi, uygulama ile hedeflenen amaca da hizmet etmeyecektir.

Ancak, işyerlerine baktığımızda bazı fabrikalarda alanların ve işlerin bu temel ilkeye göre düzenlenmediği görülmektedir.

İşçilerin birbirine yaklaşmasına engel olacak fiziksel ortamın yapılmasının ardından, işçilerin düzenlenen yeni ortama uygun olarak birbirleri ile mesafelenmesini sağlayacak düzenlemenin yapılması gerekir. Bir başka deyimle, öncelikle işyerinde tüm diğer koşular sağlanmalı ve gerekli düzenlemeler yapılmalıdır ki, işçilerin kendileri için yaratılan bu yeni düzenlemenin aksine davranmasını engelleyecek mekanizma onun ardından düşünülsün.

Tüm bunların yanı sıra, MESS Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Özgür Burak Akkol’un konuyla ilgili bir açıklamasında “Bunun dışında önümüzdeki günlerde yeni bir ürünümüz olacak. Yüz tanıma teknolojilerini kullanacağız. Çalışma arkadaşlarımızın iş sağlığı güvenliği ekipmanlarını tam olarak kullanmalarını güvence altına alacak, iş kazalarını en aza indirecek akıllı kamera çözümleri hazırlayacağız” demesi, denetim ve gözetim mekanizmalarının uygulanmasına yönelik kaygılarımızı güçlendirmektedir.

Güvenliği tartışmalı, kötüye kullanım ve veri sızıntısı olasılığı taşıyan bu sisteme verilerimizi emanet etmenin kaygısını taşıyoruz. Tedbirler ile hak ve özgürlükler arasında bir denge ve ölçülülük tartışması bir çok ülkede sürüyor ve bir çok bilim insanı bu konuda kaygılarını dile getiriyor.

Özetle:

  1. Uygulama, temel insan haklarına aykırı olup, insan onurunu zedeleyici bir nitelik taşımaktadır.
  2. Uygulama, özel yaşama saygı, mahremiyet hakkı gibi temel anayasal ilkeyi tehdit etme potansiyeli taşımaktadır.
  3. Uygulama ile, toplanacak kişisel verilerin güvenliğinin nasıl sağlanacağı, bu verilerin nasıl depolanıp saklanacağı, hangi üçüncü taraflarla hangi koşullarda paylaşılacağı, çalışanın ve sendikanın bu konularda nasıl söz sahibi olup olmayacağı gibi bir çok noktada belirsizlikler söz konusudur.
  4. Bu nedenlerle, uygulama Kişisel Verilerin Korunması Kanununa da aykırılık taşımaktadır.

BİRLEŞİK METAL-İŞ
Genel Yönetim Kurulu

11-06-2020