15/08/2024
BASIN BÜLTENİ
- ASGARİ ÜCRET AÇLIK SINIRI KARŞISINDA ERİMEYE DEVAM EDİYOR
- DÖRT KİŞİLİK BİR AİLE İÇİN AÇLIK SINIRI 19 BİN 423 LİRAYI, YOKSULLUK SINIRI 67 BİN 186 LİRAYI BULDU
- TEK BAŞINA YAŞAYAN BİR KİŞİ İÇİN İSE YOKSULLUK SINIRI 31 BİN 181 LİRA
Temmuz 2024 dönemi için;
TÜİK (Türkiye İstatistik Kurumu) harcama gruplarına göre endeks rakamları, 2003 yıllı madde fiyatları ile İstanbul Halk Ekmek, zincir market cari ay internet fiyatları ve BİSAM Beslenme Kalıbı üzerinden yapılan hesaplamaya göre dört kişilik bir ailenin sağlıklı ve dengeli beslenmesi için aylık yapması gereken harcama tutarı Temmuz 2024 için 19 bin 423 liradır. Bu harcama tutarı sadece gıda için yapılması gereken minimum tutardır. Açlık sınırı üzerinden hanehalkı tüketim harcamaları esas alınarak yapılan hesaplama sonuçlarına göre ise yoksulluk sınırı 67 bin 186 lira olarak gerçekleşmiştir.
Sağlıklı ve dengeli beslenmek için her aile ferdinin alması gereken kalori miktarı farklılık göstermektedir. Yetişkin bir erkeğin sağlıklı ve dengeli beslenmesi için tüketmesi gereken gıdaların aylık karşılığı 5.421 liradır. Bu değer yetişkin bir kadın için 5.148, 15-18 yaş bir genç için 5.441, 4-6 yaş arası bir çocuk için 3.413 liradır. Sağlıklı bir biçimde beslenmenin toplam aile bütçesine maliyeti ise 19 bin 423 lira olarak tespit edilmiştir. Bu tutar söz konusu ailenin sadece gıda için yapması gereken zorunlu harcama tutardır. Eğitim, sağlık, barınma, eğlence, ısınma, ulaşım gibi giderler ile birlikte bir ailenin yapması gereken harcama tutarı 67 bin 186 liraya ulaşmaktadır.
Tek başına yaşayan bir kişinin sağlıklı ve dengeli beslenmesi için yapması gereken mutfak harcamaları ile yaşamını idame ettirmek için yapması gereken barınma, ulaşım, eğitim, sağlık vb. harcamalarının toplam tutarı ise en az 31.181 lira olmalıdır. Buna göre tek başına yaşayan bir kişi için yoksulluk sınırı 31.181 lira olarak tespit edilmiştir.
GÜNLÜK HARCAMA GEREKSİNİMİ 647 LİRA
Günlük harcamalarda Temmuz 2024’de en yüksek maliyet grubunu süt ve süt ürünleri grubu 181.81 liralık harcama gereksinimi ile oluşturmaktadır. Et, tavuk ve balık grubu için yapılması gereken minimum harcama tutarı ise 132.55 liradır. Sebze ve meyve için yapılması gereken günlük harcama tutarı ise 170.90 liraya ulaştı. Ekmek için yapılması gereken harcama tutarı günlük 57.1 liradır. Katı yağ ve sıvı yağ ise 33.49 liralık masraf yapılması gereken ürün grubudur. Yumurta için 8.52, şeker, bal, reçel ve pekmez için ise 15.07 lira harcama yapılması gerekmektedir.
SÜT VE SÜT ÜRÜNLERİ HARCAMA SEPETİNDE YİNE BİRİNCİ
Daha dar bir gruplandırmaya göre harcamalarda süt ve süt ürünleri grubununun payı %28.1 ile ilk sıradayken, et, yumurta ve kurubaklagil grubunun payı % 26.9 oldu. Sebze ve meyvenin harcamalar içindeki payı yüzde 26.4 olarak gerçekleşti. Ekmek, makarna vb. için pay yüzde 11.2, diğer gıda harcamalarının toplam içindeki payı ise yüzde 7.5 oldu.
AİLE BİREYİNE GÖRE HARCAMA GEREKSİNİMİ
Her bir aile ferdinin sağlıklı beslenmesi için gereksinim duyduğu gıda grubu ve alması gereken kalori miktarı farklılık göstermektedir. Örneğin tüketilmesi gereken ekmek miktarı kadın ve erkek açısından anlamlı düzeyde farklıdır. Süt ve süt ürünleri tüketiminde 10-18 yaş arasındaki bir gencin harcama gereksinimi, yetişkin erkek ve kadından fazlayken, yumurta 4-6 yaş grubu için daha önemlidir. Günlük 635 liralık harcama içinde en maliyetli tüketim kalemi yaklaşık 50.78 lira ile 10-18 yaş arası bir gencin tüketmesi gereken süt ve süt ürünleri miktarıdır. 4-6 yaş arası bir çocuğun tüketmesi gereken yumurta miktarı yetişkinlerden fazladır.
ARAŞTIRMA YÖNTEMİ
Açlık ve yoksulluk sınırı BİSAM tarafından her ayın 15'inde kamuoyu ile paylaşılmaktadır. Araştırmada, BİSAM tarafından Sağlık Bakanlığı ve Hacettepe Üniversitesi Beslenme ve Diyabetik bölümünün hazırladığı Türkiye’ye Özgü Beslenme Kalıbı’nın, farklı kaynaklardan elde edilen verilerle değerlendirilerek yenilenmesi sonucunda elde edilen BİSAM beslenme kalıbı ile TÜİK harcama gruplarına göre endeks rakamları, TÜİK 2003 yıllı madde fiyatları dikkate alınmıştır. Ancak ekmek fiyatlarında referans değer İstanbul Halk Ekmek, sebze ve meyvede zincir market internet fiyatlarıdır. Meyve-Sebze fiyatı cari aya aittir.
Ağustos 2019 dönemi öncesinde madde grup ağırlıkları basit ortalama üzerinden hesaplanırken, bu dönem ile birlikte her madde grubu kendi içinde ağırlıklandırılmış ve dikkate alınan madde sayısı artırılmıştır (Rev 1). Mayıs 2020 döneminde ise, sebze ve meyvelerin mevsimsel olarak değişmesi ve bu durumun sonuçlarda fazla oynaklığa neden olması sebebi ile, meyve için ağırlıklandırma kaldırılmış, basit ortalama alınmaya başlanmıştır. Sebzelerde ise mevsimsel nedenlerle fiyatı yer almayan ürünler için sebzelerin ortalama fiyatı konulmuştur (Rev 2). Ağustos 2020'de hesaplamada küçük bir düzenleme yapılması gerekmiştir. Bu tarihten 2022 yılı Nisan ayına kadar veriler hayat pahalılığının yüksek seyrettiği İstanbul merkezli açıklanmıştır (Rev 3). 2022 Mayıs dönemine kadar elde edilen beslenme kalıbı her ay açıklanan TÜİK madde fiyatları ile değerlendirilerek, kişinin ihtiyacına göre yapması gereken gıda harcamasının tutarı tespit edilmekteydi. Ancak TÜİK'in madde fiyatlarını açıklamaktan vazgeçmesi ile birlikte, yöntem değişikliğine gidilmek zorunda kalınmıştır.
Buna göre TÜİK 2022 Nisan ayı madde fiyatları listesindeki ürünler için 2003 yılı ortalaması 100 alındıktan sonra, TÜİK Harcama Gruplarına Göre Endeks Rakamları, ilgili ürünlere uygun bir biçimde yansıtılmış ve her bir ürün grubu için açıklama yapılan ayın maliyetleri hesaplanmıştır. Temmuz ayından itibaren ise TÜİK endeksi ile piyasa fiyatları arasında anlamlı farkın olduğu gözlemlenen sebze-meyve ve ekmek fiyatları farklı kaynaklara dayandırılmıştır. Bunun için ekmek fiyatlarında İstanbul Halk Ekmek fiyatları, sebze-meyve için zincir market internet fiyatları dikkate alınmıştır. Meyve fiyatında meyveler 5 grupta değerlendirilmiş, ortalaması alınmıştır. Yeni revizyonlara göre geçmişe göre dönük hesaplama yapılabilir. Ancak farklı revizyonlarla yapılan hesaplar karşılaştırılabilir değildir. TÜİK verileri dikkate alınarak yaptığımız hesaplamada esas alınan kalori miktarları şunlardır:
4-6 yaş çocuk için 1963 kalori
15-18 yaş çocuk için 3244 kalori
Yetişkin bir erkek için 2953 kalori
Yetişkin bir kadın için 2658 kalori
4 Kişilik ailenin sağlıklı beslenmek için yapması gereken minimum aylık gıda harcaması AÇLIK SINIRI olarak belirlenmektedir. Bu verinin Hanehalkı tüketim harcamasına dağıtılması ile elde edilen veri ise bize YOKSULLUK SINIRINI vermektedir.
Yoksulluk sınırı hesaplanırken, TÜİK Hanehalkı Bütçe Anketi Tüketim Harcaması Araştırması 2016 yılı sonuçlarının, gelirden en düşük pay alan yüzde 20’lik kesiminin tüketim harcamaları dikkate alınmıştır. Tek başına yaşayan bir kişi için yoksulluk sınırı hesaplamasında ise TÜİK Hanehalkı Bütçe Anketi Tüketim Harcaması Araştırması 2016 yılı sonuçlarının tek kişilik hanehalkı tüketim harcamaları kalıbı dikkate alınmıştır. Hesaplamada erkek ve kadın açısından sağlıklı ve dengeli beslenmek için yapılması gereken günlük harcama tutarı ortalaması kullanılmıştır. Yetişkin erkek ve kadınlar için 18-50 yaş grubu, 10-18 yaş grubu için erkek çocuk dikkate alınmıştır.
GÜNCEL
Ankara Büyük İşçi Buluşması'nda bir kez daha "Gelirde, Vergide, Ülkede Adalet!" talebimizi yükselttik, haklarımızın gasbına yönelik girişimlere asla izin vermeyeceğimizi vurguladık.
Konfederasyonumuz DİSK’in “Artık Yeter! Geçinemiyoruz!” sloganıyla düzenlediği Büyük İşçi Buluşmalarının dördüncüsü, dün yurdun dört bir yanından gelen işçilerin katılımıyla Ankara’da gerçekleştirildi.
Ankara Anıtpark'ta yapılan mitinge, DİSK Genel Başkan Yardımcısı ve sendikamızın Genel Başkanı Özkan Atar, Genel Eğitim Sekreterimiz Özcan Atmaca, tüm şubelerimizden yöneticilerimiz, temsilcilerimiz ve aralarında Mersen grevcilerinin de olduğu yüzlerce üyemizle katıldık. Mareşal Fevzi Çakmak Caddesi’nde toplanarak miting alanına mücadele sloganlarımız eşliğinde coşkuyla yürüdük. “Gelirde, vergide, ülkede adalet”, “İnsanca yaşamak istiyoruz”, “Hak hukuk adalet işçilerle gelecek”, “İnadına sendika inadına DİSK”, “Yaşasın örgütlü mücadelemiz”, bu sloganlar arasındaydı.
DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, mitingde yaptığı konuşmada, “Yaşadığımız bu kara tablonun nedeni, ülkeyi 22 yıldır yöneten AKP’dir. Ülkede kriz var ama kriz bizim için var. TÜİK enflasyonuna inanan var mı? Çarşıda, pazarda enflasyonun düştüğünü gören var mı? ” dedi.
Ülkemizdeki enflasyonun nedeninin ücret artışları değil, şirketlerin aşırı kârları olduğunu vurgulayan Çerkezoğlu, “Biz vergimizi verirken milyonlarca lira kâr eden ama vergilerini sıfırladığınız şirketler, bankalardır enflasyonun nedeni! Biz vergide adalet istiyoruz! Az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi alınsın. Çekin elinizi maaşımızdan, soframızdan! Vergide adalet için hazırladığımız yasa teklifinin Meclis’te yasalaşmasını istiyoruz!” diye konuştu.
Orta Vadeli Program’da (OVP) yer alan, haklarımızı tehdit eden emek düşmanı hedeflere de değinen Çerkezoğlu, “OVP’de kullan-at işçiliği var. Tamamlayıcı emeklilik sistemi (TES) adı altında işçi sınıfının 90 yıllık kazanımına, yani kıdem tazminatına çökme planı var. Haklarımızın, kıdem tazminatı hakkımızın gasbedilmesine asla izin vermeyeceğiz! İnsanca yaşamak istiyoruz!” ifadelerini kullandı.
Metal işçileri olarak sınıf kardeşlerimizle omuz omuza taleplerimizi haykırdığımız, haklarımıza göz dikenleri bir kez daha uyardığımız miting, halaylarla sona erdi. Gelirde, vergide, ülkede adalet mücadelemiz büyüyerek devam edecek. Bu ülkeye hak hukuk adalet biz işçilerle gelecek!
Fotoğraf ve videolar için bakınız:
https://www.facebook.com/BirlesikMetal/videos/3999748043578656
https://www.facebook.com/BirlesikMetal/videos/889174133137717
https://www.facebook.com/photo/?fbid=1023511416483030&set=pcb.1023512616482910
Yetki sistemini düzenleyen kanun hükümleri değişmeli!
Anayasa Mahkemesi (AYM), sendikamızın yapmış olduğu üç başvuruda, yetki tespitine itiraz davaları nedeniyle “sendika hakkının ihlal edildiğine” karar verdi.
Sendikamız; Salko Bisiklet, Nuhtel Makina ve Günsan Elektrik işyerlerine ilişkin yapılan yetki tespitine karşı işverenler tarafından açılan itiraz davalarının uzun yıllar sürmesi nedeniyle Anayasa Mahkemesi’ne sendika hakkının ihlal edildiğine ilişkin başvuruda bulunmuştu. Anayasa Mahkemesi uzun süren yargılama süreçleri nedeniyle “sendika hakkının ihlal edildiğine” hükmetti.
AYM bu kararıyla Anayasa’nın 51. maddesinde güvence altına alınan sendika hakkının ihlal edildiğine, sendikamıza da net 70.000 TL manevi tazminat ödenmesine karar verdi.
Sendikamızın örgütlendiği birçok işyerinde yetki tespitlerine işverenler tarafından itiraz edilmekte, bu itirazlar neticesinde birçok işyerinde üyelerimiz ya toplu sözleşme hakkına çok geç kavuşmakta ya da birçok örnekte yaşadığımız gibi, sendikalı ve toplu sözleşmeli çalışma hakkına hiç erişememektedir.
Sendikamız da yargılama sürecinin uzunluğu nedeniyle üyelerinin sendika ve toplu sözleşme hakkının ihlal edildiğine yönelik olarak 2016 yılında örgütlendiğimiz Nuhtel Makina San. ve Tic. Ltd. Şti. ve Günsan Elektrik Malzemeleri San. Ve Tic. A.Ş. ile 2017 yılında örgütlendiğimiz Salko Bisiklet San. ve Tic. Ltd. Şti. işyerlerindeki yetki tespitine itiraz davası süreçlerine ilişkin Anayasa Mahkemesi’ne başvuruda bulunmuştur.
Söz konusu davalarda yargılamalar 4-6 yıl arası sürmüş ve Salko Bisiklet ile Nuhtel Makine’de yargılama süreci boyunca işverenlerin işten çıkarma, baskı ve tehditleri ile işyeri sendikasızlaştırılmış, süreç sonunda işyerlerinde sendika üyesi işçi yok denecek kadar azalmış olduğundan davalar sendikamızın lehine sonuçlanmış olsa da toplu iş sözleşmesi imzalanamamıştır.
Görüldüğü üzere, yargılama süreçleri işverenlere işyerini sendikasızlaştırmak, sendikaya üye olan işçileri işten çıkarmak veya baskı ve tehditle üyelikten istifa ettirmek için zaman kazandırmakta, sendika uzun süren yargılama süreci sonucunda kesin yetki belgesini alsa dahi üyesi kalmadığından toplu iş sözleşmesi imzalama imkânı ortadan kalkmaktadır.
Anayasa Mahkemesi, yapmış olduğumuz söz konusu 3 başvuruyu birleştirerek vermiş olduğu kararda“Eldeki başvuruda başvurucunun yetkili sendika olduğu tespit edilmesine karşın, uzun süren davalar boyunca başvurucu TİS imzalayamamış ve başvurucu sendikanın mensubu olan işçiler TİS çatısı altında toplanarak TİS’in sağladığı sendikal haklardan faydalanamamıştır” ifadelerine yer vererek, sendika hakkının ihlal edildiğine karar vermiştir.
Anayasa Mahkemesi ayrıca, uygulamada aynı şikâyetlere ilişkin davaların makul sürede sonuçlandırılmadığını, bu davalara ilişkin ihlal iddialarının yaygınlık arz ettiğini ve bu durumun yapısal soruna neden olduğunu belirtmiş ve TİS yapma hakkının etkili bir şekilde kullanılmasını sağlayacak bir yasal sistemin bulunmadığını vurgulamıştır.
Anayasa Mahkemesi başvurumuza ilişkin kararında, DİSK’e bağlı Nakliyat-İş Sendikası’nın başvurusu üzerine Şubat 2024’te vermiş olduğu aynı konudaki kararına atıfta bulunmuştur. Söz konusu kararda, yeni ihlallerin önlenmesi için mevcut sistemin yeniden ele alınması gerektiği ve bu nedenle temel hak ve özgürlüklerin korunması çerçevesinde tespit edilen yapısal sorunun çözümü için kararın Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne bildirilmesine karar verilmişti.
Anayasa Mahkemesi, istikrarlı bir şekilde verdiği kararlar ile sendikaların yetki tespit süreçlerine ilişkin sendika hakkının ihlal edilmesine neden olan yapısal sorunların varlığına işaret etmekte, bu konuda önlemlerin alınması ve gerekli yasal değişikliklerin yapılması gerektiğini vurgulamaktadır.
Uzun yıllardır işçi sendikalarının sıklıkla gündeme getirdiği ve bir türlü çözüme kavuşturulmayan sorun gelinen noktada Anayasa Mahkemesince de ortaya konulmuş olup, 6356 sayılı Kanun’un 43. maddesi 5. fıkrasında yer alan “İtiraz, karar kesinleşinceye kadar yetki işlemlerini durdurur” hükmünün “İtiraz, karar kesinleşinceye kadar yetki işlemlerini durdurmaz” olarak değiştirilmesi ile çözülebilecek bir sorunda daha fazla ısrarcı olunmaması gerekmektedir.
Yetki tespitine itiraz davaları yönünden kanunda yer alan ‘maddi hata ve süreye ilişkin itirazların 6 iş günlük süre içerisinde kesin olarak karara bağlanacağı, bölge adliye mahkemesi ve Yargıtay’ın bir ay içerisinde karar vereceği’ gibi düzenlemelerin uygulamada yakınından dahi geçilemediği aşikârdır.
Sendika davalarına bakmakla yetkili ihtisas mahkemesi kurulması gibi uygulamalar dava süreçlerinin kısaltılması yönünden ihtiyacı karşılayamamaktadır. Yetkisiz mahkemede dava açılması, yargılama süreçlerindeki zorunlu aşama ve prosedürler, hâkim değişiklikleri, uzmanlaşma sorununun çözülememesi, istinaf ve temyiz olmak üzere iki aşamalı kanun yolu olması gibi nedenlerle yılları aşan yetki davaları ile karşılaşılmaya devam edilmektedir. Yetki ihtilafları her halükârda işçilerin sendika ve toplu iş sözleşmesi hakkına erişiminde en büyük engel olmaya devam etmektedir.
Yapılması gereken, Anayasa Mahkemesi kararları dikkate alınarak sendikaların yetki tespit süreçlerine ilişkin sistemin değiştirilmesi ve gerekli yasal düzenlemelerin acil olarak yapılmasıdır.
Örgütlenmenin önündeki en büyük engellerden biri olan yetki itirazları sendikalaşma hakkını kullanılamaz hale getirmektedir. Sendikalaşma hakkı ve toplu sözleşmeli çalışma hakkı güvence altına alınmalıdır. İşçilerin birçok zorlukla mücadele ederek kazandığı toplu sözleşme hakkı yıllar süren mahkemeler aracılığıyla ellerinden alınmamalıdır.
İşçilerin özgürce sendikalarını seçebildikleri, toplu sözleşme hakkına erişebildikleri ve sendikalaşmanın önündeki tüm engellerin kaldırıldığı bir sendikal düzen için mücadelemize devam edeceğiz.
BİRLEŞİK METAL-İŞ SENDİKASI
GENEL YÖNETİM KURULU
Karara erişmek için tıklayın:
https://kararlarbilgibankasi.anayasa.gov.tr/BB/2021/35528